2011-2012 Eğitim öğretim yılı da bitti.Önümüzdeki yıl yeni eğitim sistemi ile devam edeceğiz,çocuklarımızın eğitimine.
Eğitim sisteminin değişmesi ile “4+4+4” meselesini incelemeye başladık, eğitim kurumlarında ömrünü geçirmiş bir eğitimci olarak ben henüz bu sistemden bir şey anlamadım.
Öyle veya böyle bu sistem uygulanacak, bir ara uygulanan ders geçme kredi sistemi gibi buda boyunun ölçüsünü alacak, eğitim tarihimizde uygulanan en şanssız bir eğitim sistemi olarak hafızalarımızda kalacaktır.
Olan sadece, bu uygulamadan olumsuz etkilenecek çocuklarımıza olacaktır.
***
Yeni eğitim sisteminde, öğrendiğimiz önemli bir konuda, Liselerde bundan sonra evli olan öğrencilerin okulları ile ilişkileri kesilmeyecekmiş.
Olabilir de, medeni kanunumuzda evlenme yaşı belirlenmiş değil mi?
Böyle bir çifte standardı görmezden gelmek, bana göre modern Türkiye’ye yakışmıyor.
***
Eğitimini tamamlamadan, meslek sahibi olmadan, işini kurmadan ve askerliğini yapmadan çocukların erken yaşlarda evlendirilmesini hoş görmeyi doğru buluyor musunuz?
Eğitim kurumlarında bunun, yani çocuk yaşta evlenmenin yanlış olduğunun anlatılması daha doğru değil mi?
“4+4+4” ün getirdiği en önemli değişiklik bu mu?
***
İşi, partidaş olarak değerlendirme yanlışı, eğitimi eğitim olmaktan çıkarıverir.
Vatandaş olarak çocuklarımızın nasıl bir eğitimden geçirileceği konusunun biraz incelenmesi gerekmiyor mu?
Benim partim böyle uygun buldu diye, tamam o zaman doğrusu budur demek ne kadar doğru olur?
Eğitim yazboz tahtasına döndürülmemelidir.
Aslında yazboz tahtası çocuklarımız olmaktadır.
***
Bir reklâm var TV’lerde, bir öğretmen derste yoklama yapıyor.
O çocukların, sınıf dışında olanlarından, muhtelif iş yerlerinde çalışırken, kimi evde ev işi yaparken “burda” değişleri insanın yüreğini acıtıyor.
Hele yoklamanın sonunda, bir kızın ismini okuyor öğretmen, bir sessizlikten sonra, gelinlik içinde, bitkin bir sesle o kızımızın “burda” değişi var ya, işte “burda” diyen o ses, eğitim sisteminin kurbanlarının feryadıdır.
Bu ses beni, ülkemdeki eğitim adına korkutuyor.
***
Ülkemizde bu eğitim sistemi öyle veya böyle uygulanacak, çocuklarımız 66 aylıkken okula başlayacaklar, eğitimlerini tamamladıktan sonra, onları bekleyen işsizlikle iki sene evvel tanışmış olacaklar.
Çocuklarımız bizlere kızacaklar ama yapılacak bir şey olmadığını onlara anlatmakta zorluk çekeceğiz.
***
Bir ülkenin sorunlarını çözmek için nasıl bir yol izleneceğinin belirlenmesi ve bu belirlemenin akla ve bilime uygun olmasına dikkat edilmelidir.
Yoksa bir adım ileri, iki adım geri devam eder, kendimizi kandırırız.
***
Özel okullar sayesinde, eğitimi de bir meta durumuna getirenler, fırsat eşitliğini bozan bu durumu, eğitim olanaklarından eşit yararlanamayan çocuklarımıza ve ailelerine nasıl anlatacaklardır?
Onları cahil ve çaresiz bırakıp bunu soramaz duruma getirerek mi?
***
Uzun lafın kısası;
Ülkemizdeki eğitimde fırsat eşitliği kalmamıştır.
Eğitim bedelini ödeyebilenlerin daha çok yararlandığı bir duruma getirilmiştir.
Eğitim dindar nesil yetiştirebilmek için, siyasilerin elinde oyuncak durumuna gelmiştir.
Türk Milli Eğitimine yazık olmuştur.
***
Yeni eğitim sisteminde, özellikle Sınıf öğretmenlerine, hele hele birinci sınıfı okutacak öğretmenlerimize kolaylıklar dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
6o–65 aylık çocuğu, okul çağında bir çocuk gibi görmek, okul çağında imiş gibi kabul etmek öyle kolay başarılabilecek bir şey değildir.